Adell, yonca ve otomobil temalı tasarım ürünü musluk yapmaya başladı. Şirketin 10 ülkeye ihracatı 1 milyon doları buldu
Adell’in İkitelli’deki vana ve musluk fabrikası, dışarıdan bakıldığında sıradan bir bina izlenimi veriyor. Ancak içine girince ilginç ve iddialı olma hevesinde bir şirketle karşılaşıyoruz: Şirket, müzayede bültenlerine musluk ilanı veriyor! Bir musluk serisinin adını otomobilleri hatırlatan biçimde Sedan koymuşlar. Sahiplerinden birisi de hekim...
Armatür piyasasında adını yavaş yavaş duyurmaya başlayan Adell’in hikâyesi Artvin’den Bursa’ya göç eden Abdurrahman Topçu’yla başlıyor. Bursa’da inşaat işleriyle uğraşan Topçu, bir yandan nalburluk yapıp, bir yandan da oğulları Ali ve Ercan Topçu‘yu
Uludağ Üniversitesi’nde okutmuş.
Ali Topçu iktisat eğitimi görürken, ‘Ailede bir de doktor olsun’ diyerek Ercan Topçu’yu da tıp fakültesine göndermişler. Topçu mecburi hizmetini Lüleburgaz’da yapıp istifa etmiş ve ağabeyi Ali’yle birlikte babalarından işi devralmışlar. 1985’te Bursa’da inşaat malzemesi perakendeciliğine ve daha sonra da toptancılığa başlamışlar.
Ancak içlerinde hep üretim isteği olduğunu anlatan Adell Yönetim Kurulu Başkanı Ali Topçu, “1998’de Sultanbeyli’de bin metrekarelik bir atölye satın aldık. Vana ve armatür üretimine giriştik. Miktar ve çeşit azdı. İşi öğrendik, pazarlamacılıktan üreticiliğe geçişi orada yaptık” diyor.
Arçelik’le birlikte kürsüye çıktı
2001’de ise İkitelli’deki binayı yapıp taşınmışlar. Bu sırada 2001 krizi patlamış. Ali Topçu, “Kriz döneminde birçok firma eski fiyattan sattıkları malların çeklerini iade etti. Biz ise o dönem 1 - 2 trilyon zarar etmemize rağmen herkesin malını teslim ettik. Kaybeder gibi görünsek de prensiplere bağlılık, firmamıza çok artı puan kazandırdı” diyor.
Daha sonra da Adell markası ortaya çıkmış. Topçu kardeşler, 2004’te piyasada küçük ama güvenilir bir marka olan Adell’i satın almışlar ve onu kullanmaya başlamışlar. Ali Topçu, firmanın daha sonraki seyrini şöyle anlatıyor:
“Fabrikaya dökümhane ve laboratuvar kurduk. Türkiye’de ilkleri yapmaya başladık. Vanalarda AB gaz standardına uygunluk belgesi alan ilk firmayız. Türkiye’de bizim dışımızda AB’nin içme suyu vanaları için yeni standardına uygunluk belgesi olan da yok. Ama çalışmamız meyvesini verdi. Bu yıl Sanayi Bakanlığı, Arçelik ve bize ‘Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma’ ödülü verdi.”
Müzayede kitapçığına reklam verdi
Adell büyüdükçe, tasarımın önemini de kavramış. 5 yıl Artema’ya çalışan tasarımcı Hatice Armağan’la anlaşmışlar. Birlikte ilk projelerini bir ay önce piyasaya sunmuşlar. Adell Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Topçu bu süreci şöyle anlatıyor:
“Yüzde 100 bizim olan bir şey yapmak istiyorduk. Ortaya Yonca ve Sedan serisi çıktı. Yonca bütün kültürlerde iyi şans sembolü. Bunu açma kapama düzeneğinde kullandık. Öteki tasarımı da otomobilden esinlendik. Adını Sedan koyduk. Bu seride suyun aktığı kısım hareketli. İstediğiniz yere çeviriyorsunuz. Mutfakta hareketlidir ama banyoda bu ilk kez yapılıyor. Tasarıma başlamak kilometre taşımız oldu.”
Adell’in patronları kendi deyimleriyle şirketi ‘şampiyonlar ligi’ne çıkarmaya azmetmiş. Yakında ABD’li bir ‘koçluk’ firmasından ders almaya hazırlanıyorlar.
Ercan Topçu’nun su kültürü üzerine geniş bir de koleksiyonu var. Türkiye ve dünyadan çeşitli dönemlere ait musluk ve suyla ilgili belgeler topluyor. Hatta çeşitli müzayede kitapçıklarına Adell reklam veriyor.
Cirosu 25 milyon YTL
Ali Topçu Adell’in rakamsal tablosunu şöyle çiziyor:
“Yılda 7 milyon vana, batarya ve musluk üretiyoruz. Bunun yüzde 60’ı vana ve yüzde 40’ı armatür. Geçen yıl 25 milyon YTL ciro yaptık. İhracatımız ise 1 milyon dolara yakın. Hedefimiz üretimin yüzde 35’ini ihraç etmek. 10 ülkeye direkt ihracatımız var. Başlıcaları Belçika, Yunanistan, Ürdün ve Kazakistan. 150’ye yakın çalışanımız, 2 bin civarında bayimiz var. Örnek vermek gerekirse Ağaoğlu Mycity, Ispartakule ve milletvekili lojmanlarında ürünlerimiz kullanılıyor.”
Yeni yer arıyor
Adell’in 3 - 4 sene içinde fabrikayı taşıma planları da var. Başta Trakya olmak üzere 50 dönümlük bir yer arıyorlar. Topçu kardeşlerin bir de Bursa’da kalorifer peteği üreten Vita firması bulunuyor. İkitelli Organize Sanayi bünyesinde geçen yıl vergi ikincisi olan Adell’in, 5 sene içinde de borsaya açılması düşünülüyor.
Yandan çarklıyla başladı, 37 mağazaya ulaştı
Cem Sunman, Türkiye’nin en eski oyuncakçılarından. 1979’da Boğaziçi Üniversitesi’nden endüstri mühendisi olarak mezun olmuş. 1984’te 24 Ocak kararlarının hemen ardından da oyuncak ithal etmeye başlamış.
İlk getirdiği oyuncaklar, yandan çarklı bir Mississippi gemisi ve yüzen balıklarmış. Ancak 2001 krizi patlayınca ithalatçı olarak çok etkilenmiş ve perakendeciliğe başlamaya karar vermiş. 2001’de Akmerkez’deki ilk dükkânını açmadan 3 gün önce Toyzzshop adını bulmuş.
‘Biraz çocuğum’
Yedi yılda 17 şehirde 37 mağazaya ulaşmış. 320 kişiye istihdam sağlayan ve bu yıl 45 mağazaya ulaşmayı hedefleyen Sunman kendi perspektifinden oyuncak piyasasını şöyle anlatıyor:
“Oyuncak üretimini hiç düşünmedim çünkü Çin’le baş etmek imkânsız. Her erkek biraz çocuktur. Bu meslek beni çocuklaştırmadı. Belki biraz çocuk olduğum için bu mesleği seçtim. Bazen hâlâ arabalarla oynarım. Oğlumu mesleğimden dolayı oyuncağa boğamadım. Çünkü oyuncağa düşkün değildi.
Her yıl 9.300 kalem oyuncak getiriyorum. Bol ses ve ışıklı oyuncaktan eğitici oyuncaklara doğru kayış var. Artık oyuncakların kalitesi boyasına kadar sorgulanıyor. Piyasaya süper kahramanlar hâkim. 1985’lerde 12 yaşa kadar oyuncak vardı. Bilgisayardan dolayı artık üst yaş sınırı 7 - 8.”
Doğu için oyuncak topluyor
Cirolarının bu yıl 40 milyon doları aşacağını belirten Sunman’ın bir de yurtdışı planı var. Sunman şöyle anlatıyor:
“Toyzzshop’un çevre ülkelere açılma projesi var. Romanya, Kazakistan ve İran gündemimizde. Altın Kalpler adında bir de proje yürütüyoruz. ‘İmkânı olmayan çocuklara ne veriyoruz’ diye kendimizi sorguladık. Mağazalarda toplama istasyonları kurduk. Çocuklar oyuncaklarını getiriyor. Biz de üstüne ekliyoruz. İlk fazda valilik eliyle Van’da 10 bin oyuncak dağıttık. İkinci fazda Ağrı, Bitlis ve Hakkâri’ye 7 bin oyuncak gitti. Şimdi temmuza kadar Kars için 6 bin civarı oyuncak toplayacağız.”
DENİZBANK CEVAPLIYOR
Leasing nedir?
Leasing, bir yatırım malının mülkiyeti leasing şirketinde kalmak kaydıyla belirlenen kiralar ile kullanım hakkının kiracıya verilmesi ve leasing sözleşmesinde yazılı sembolik değer üzerinden sözleşme süresi sonunda mülkiyetin kiracıya devredilmesini sağlayan bir finansman yöntemidir.
Finansal kiralamanın avantajları nelerdir?
Her türlü amortismana tabi sabit kıymet yatırımlarının satın alınması yerine kiralanarak kullanılmasını sağlayarak, firmaların işletme sermayelerinin diğer ihtiyaçlarını karşılamada kullanılmasına imkân verir. Böylelikle firmalar nakit akışlarını verimli ve kârlı projelere kaydırma imkânı bulunur.
Alternatif yatırım finansmanı modellerine göre uzun vadeli kaynak sağlanır. Yatırımının finansmanı leasingle karşılanacağından sermaye yeterliliği ve likiditeyle ilgili rasyolarda etkilenme olmaz.
Leasing sözleşmesinin içerdiği detaylar nelerdir?
Leasing yapmak isteyen firma, yapacağı yatırım tutarına istinaden leasing şirketinden teklif alır. Teklif kabul edilirse, kiracı başvuru formunu doldurup şirketinin mali ve hukuki evrakını hazırlayıp yatırımı planlanan ekipmanın proforma faturası ile birlikte leasing şirketine başvurur.
Kredi incelemesi yapılır. Kiracı ile teminat şartları ve ödeme planında anlaşıldıktan sonra sözleşme imzalatılır ve noterden onaylatılır. Mutabık kalınan ödeme planında varsa ilk kira, peşinat kiracıdan tahsil edilir ve satın alma süreci başlar. Satın alınan ekipmanın kesin kira tarihine göre nihai ödeme planı hazırlanıp kiracıya bildirilir ve süreç tamamlanır.
Amortismana tabi her tür yatırım malı lease edilebilir. Sözleşme sonunda lease konusu malın mülkiyeti sembolik değerle kiracıya devredilir.